Suda doğum özel olarak tasarlanan ve içerisince sıcak su olan bir küvet içerisinde vajinal doğumun yapılması olarak tanımlanabilir. Hem ülkemizde hem de dünya genelinde uzun yıllardır tercih edilen bu doğum yönteminin anne ve bebek açısından bazı avantajları olabiliyor. Küvette bulunan suyun sıcaklığı 37 derece oluyor ve bu ısı da annenin kaslarının gevşemesine yardımcı oluyor. Aynı zamanda annenin kaygı seviyesinin ve stresinin azalmasına da yardımcı olduğu söylenebilir. Bebeğin 9 ay boyunca anne karnında bir sıvı içerisinde bulunduğunu da unutmamak gerekiyor. Doğumun suda gerçekleşmesi durumunda bebeğin bir sıvıdan direkt olarak suya geçmesi, dünyaya adaptasyonunu da kolaylaştırıyor.
Şimdiye dek doğumun suda gerçekleşmesine yönelik çok sayıda araştırma yapıldı. Bu araştırmalar suda dünyaya gelen bebeklerin daha sakin olduğunu ortaya koyuyor. Anneler açısından da normal doğumun biraz daha kolaylaştığı yönünde çeşitli bulgular mevcut. Elbette suda doğumun sağladığı avantajlardan, riskli olup olmadığından da söz edeceğiz. Öncesinde bu alternatif doğum yönteminin neden tercih edildiğine de ışık tutan bazı konuları ele alalım.
Neden Suda Doğum?
Öncelikle suda doğum yönteminin de yine doktor kontrolünde gerçekleşmesi gerektiğini belirtmeliyiz. Bu yöntemde özel olarak tasarlanan ve küvete benzer bir ünite kullanılıyor. Sıcak suyun etkisi ile bir süre sonrasında anne adayının vücudundaki kan akımı artıyor. Bu etki, kasılmaların da düzene girmesine yardımcı oluyor. Bununla birlikte vajinal doğumda oldukça sık karşılaşılan doku yırtılması riskinin de daha düşük olduğunu belirtmek mümkündür.
Bebekler rahimde benzer ısıda olan bir sıvı içerisinde bulunduğundan aynı ısıda bir sıvı içerisine doğuyorlar. Dolayısıyla daha az ağladıkları, daha sakin oldukları ve stres düzeylerinin de daha düşük olduğu yapılan çalışmalara da yansıyor. Elbette dileyen her anne adayının bu doğum yöntemini tercih etmesi pek mümkün değildir. Bazı koşulların söz konusu doğum yöntemine uygun olması gerekiyor ve bu koşullardan da az sonra söz edeceğiz. Burada en çok dikkat edilmesi gereken husus, suda doğumun kesinlikle doktor kontrolünde tercih edilebilecek bir yöntem olduğudur. Doğumun su ile dolu bir küvette gerçekleşiyor olması, bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına ihtiyaç olmadığı anlamına asla gelmez.
Suda Doğum Nasıl Yapılır?
Anne adayı için suda doğum kararı verilmeden önce bu doğuma uygun bir aday olup olmadığının belirlenmesi gerekiyor. Bunun için de bazı kontrollerin gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulur. Örneğin çoğul gebeliklerde söz konusu doğum yönteminin tercih edilmesi mümkün değildir. Gebelik haftasının da bu doğum metoduna uygun olması gerektiğinin altını çizelim. Eğer anne adayında koşullar uygunsa doktorun da onayı ile doğumun suda yapılması kararı alınabilir.
Anne adayında kasılmaların başlaması ve belirli bir sıklığa ulaşmasının ardından içerisi sıcak su ile dolu olan steril küvete alınır. Ardından vajinal doğumun hekim kontrolünde gerçekleşmesi sağlanır. Bu sırada anne adayının endorfin hormonunun salgılanması nedeniyle stres seviyesinin azaldığı ve ağrılarının biraz daha hafif olabileceğini de belirtmek mümkündür.
Suda Doğum Yeni Bir Doğum Tekniği Mi?
Aslında suda doğum yönteminin çok yeni bir teknik olduğundan söz edilemez. İlk defa 1803 yılında bu doğum yöntemi kullanıldığı. Fransa’da vajinal doğumun çok uzun sürdüğü bir vakada anne adayının sıcak su dolu bir küvete alınması ve doğumun bu küvette gerçekleşmesi, ilk suda doğum olarak kayda geçmiştir. Bu tarihten daha erken dönemlerde sancıların azalması için su dolu küvete girme yöntemi uygulanıyordu.
Ancak bu sadece doğumun ilk evresinde tercih ediliyor ve ikinci evreye geçildiğinde anne adayının sudan çıkması isteniyordu. 1970’li yıllarda Fransa ve Rusya’da kullanılan bu yöntem yaklaşık 10 yıl sonrasında İngiltere, Kanada bazı Avrupa ülkelerinde de tercih edilir hale geldi. Özellikle 1983 yılında İngiltere’de yayınlanan bir tıp dergisinde (Lancet) konuya dair araştırmanın yayınlanması ile beraber söz konusu alternatif doğum yönteminin dünya genelinde ilgi görmeye başladığını belirtebiliriz.
Suda Doğumun Faydaları Nelerdir?
Suyun hem sıcak olması hem de suyun kaldırma kuvveti sayesinde suda doğum anne adayları için sürecin daha rahat geçmesini sağlıyor. Bu yöntemin faydalarını anne için ve bebek için olmak üzere iki farklı kategoride ele alabiliriz.
Anne için faydalar:
- Eğer doğumun ilk evresinde bu yöntem uygulanırsa, toplam doğum süresinin yaklaşık 30 dakika daha kısalması mümkün olabilir.
- Anne adayının sıcak su içerisinde olması, kasların gevşemesini sağlar. Bu durum endorfin ve serotonin salınımını tetikler ve anne adayının hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan rahatlaması söz konusudur.
- Anne adayı suyun kaldırma kuvvetinin etkisiyle daha rahat hareket edebilir ve daha kolay pozisyonunu değiştirebilir.
- Doğumdan kaynaklanan ağrılar azaldığından ilaç kullanımı ihtiyacı da daha az olabilir.
- Doğum kesisi işleminin yapılma ihtiyacı azalır.
- Vajinal doğuma sezaryenle devam edilme ihtimali düşer.
Bebek için faydalar:
- Bebeğin doğum gerçekleştiğinde amniyon kesesinin içerisinde yer alan sudan, özel olarak hazırlanan doğum küvetindeki suya geçiş yapması, stresinin daha az olmasını sağlar.
- Bebeklerde suda doğumun etkilerinden biri de kendilerini daha güvende hissetmeleridir.
- İlaç ya da analjezi kullanım ihtiyacı daha az olduğundan bebeklerde bu ilaçların yan etkilerinin görülme olasılıkları da düşer.
- Normal doğum biraz daha kolaylaştığı için bebeğin doğum sırasında kafatasının ya da beyin hücrelerinin zarar görme ihtimali daha düşük olur.
Suda Doğum Ne Kadar Güvenlidir?
Bu doğum yöntemine sıcak bakanların sıklıkla merak ettiği konulardan biri de güvenli olup olmadığıdır. Öncelikle suda doğum yönteminin de bazı risklerinin olduğunu belirtmeliyiz. Doğumun bu yöntemle yapılıyor olması, vajinal doğumun risklerinin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Dolayısıyla vajinal doğumun barındırdığı riskler, doğum suda gerçekleştiğinde de geçerlidir. Aynı zamanda enfeksiyon, boğulma ve göbek kordonunun kopması gibi bazı risklerin de bulunduğunu belirtmeliyiz.
Bu riskler de göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Elbette güvenli bir yöntemdir ancak riskleri bertaraf eden bir metot olmadığının da bilinmesi gerekir. Annenin suda doğum yapabilmesi için gebelik takibini yapan doktorun da bu yöntemi onaylaması gerektiğinin altını çizelim. Aynı zamanda aşağıdaki koşullara uygun olunması da önemlidir:
- Gebeliğin 37 haftasında olunması gerekir
- Anne adayında sistemik hastalık bulunmuyor olmalıdır
- Servikal açılmanın minimum 4 – 5 cm olması gerekir
- Daha önce sezaryenle doğum yapılmamış olmalıdır
- Vajinal kanama olmamalıdır
- Rahimdeki kasılmaların hem güçlü hem de düzenli olması gerekir
- Çoğul gebelik olmamalıdır
Kimler Suda Doğuramaz?
Bu noktada kimler suda doğum yapamaz sorusunun yanıtına da değinmek gerekiyor. Eğer doğumdan önce bu durumlar yaşanırsa suda doğumun yapılması mümkün olmaz:
- Annenin vücut ateşinin 38 derecenin üzerine çıkması
- Herhangi bir enfeksiyonun tespit edilmesi
- Bebeğin rahim içinde oksijensiz kalması
- Yüksek riskli gebelik durumu
- Doğumdan önce anne adayına anestezi uygulanmış olması
- Amniyon sıvısında bebek dışkısının olması
- Bebeğin olması gerekenden daha farklı bir pozisyonda gelmesi
- Bebeğin çok iri ya da küçük olması
Suda Doğum Kaç Saat Sürer?
Doğumun suda gerçekleşmesi durumunda her anne adayı için net bir suda doğum süresinden söz edemeyiz. Sadece ilk evrede suda doğumun uygulanması halinde toplam doğum süresi yarım saat kadar kısalabiliyor. Ancak anne adaylarının vajinal doğum süreleri değişebildiği için bu soruya net bir yanıt vermek yanıltıcı olacaktır. Suda doğuma dair sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.