Sezaryen doğum bebeğin dünyaya gelmesi gereken dönemde anne adayının karnında ve rahme kesi uygulanması, bebeğin karından çıkarılması olarak tanımlanabilecek bir doğum yöntemidir. Her gebelikte vajinal doğumunda tercih edilmesi mümkün olmayabilir. Kimi zaman anne adayının ya da bebeğin sağlığı düşünülerek doğumun sezaryenle yapılması zorunlu olabiliyor. Çoğunlukla sezaryen kararı doğum öncesinde yapılan muayenelerde ya da tetkiklerde bir sorunun tespit edilmesi durumunda veriliyor. Ancak bazen de vajinal doğum sırasında da acil bir şekilde sezaryen kararı alınabildiğini belirtmeliyiz. Sezaryene ne zaman gerek duyulduğu, sezaryen sonrasında nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi konuları da ele alacağız. Öncesinde bu doğumun nasıl yapıldığını aktaralım.
Sezaryen Doğum Nasıl Yapılır?
Anne adaylarının sezaryen doğum yapması için ideal süre 39 hafta 0 gündür. Ancak bazı durumlarda hamileliğin 37. haftasından sonra da doğum yapılabilir. Öncelikle anne adayı için uygun anestezi yöntemine karar verilerek anestezi işlemi gerçekleştirilir. Anestezinin etkisini göstermesi ile birlikte gerekli kontrollerin tamamlanmasının ardından karın bölgesinin alt kısmına yatay bir kesi uygulanır. Doku, katmanlar halinde kesilir ve rahme ulaşılır. Bebek anne karnından çıkarılır ve hemen ardından bebeğin göbek kordonu klemplenerek kesilir. Plasentanın da çıkarılmasının ardından kesi uygulanan bölgeye dikiş atılır. Dikiş üzerine bandaj uygulamasının yapılmasıyla beraber doğum da tamamlanmış olur.
Sezaryen Doğum Ne Zaman Gerekli Olur?
Ne zaman sezaryen doğum gerekir sorusunun yanıtını 3 başlıkta incelemek mümkündür. Bunlar; anneye bağlı unsurlar, bebeğe bağlı unsurlar ve doğum sırasında ortaya çıkan unsurlardır. Doğum sırasında ortaya çıkan unsurlar arasında en yaygın olanı doğumun vajinal yolla gerçekleşemiyor olmasıdır. Buna doğumun uzun sürmesi, anne ya da bebeğin sağlığını tehlikeye atan bir durumun gelişmesi gibi örnekler verilebilir. Elbette bu durumda acil olarak sezaryen kararı verilir.
Bebeğe ve eşine (plasentaya) bağlı sezaryen nedenleriyse genellikle bebeğin sıkıntıda olduğu durumları kapsar. Bu durumlar henüz doğum ağrıları başlamadan ortaya çıkabildiği gibi doğum esnasında da yaşanabilir. Bebeğin pozisyonunun doğuma uygun olmaması, bebeğin ağırlığının 4 kg’dan daha fazla olması, plasentanın doğum kanalını kapatması ya da plasenta dekolmanı gibi durumları buna örnek gösterebiliriz.
Anneye bağlı sezaryen nedenlerine ise annenin daha önce sezaryenle doğum yapmış olması, daha önce miyom ameliyatı gibi rahmi etkileyen ameliyatlar geçirmiş olması örnek verilebilir. Bununla birlikte annenin kalça kemiklerinin dar olması, kalça çıkığı sorunu, pelvik kemik kırıklarından kaynaklanan deforme pelvis durumu gibi nedenlerle de doğumun sezaryenle yapılması gerekebilir. Genital bölgede enfeksiyon olması, doğum kanalında miyom gibi oluşumların bulunması, kondilom sorunu gibi durumların da anneye bağlı sezaryen nedenleri olduğunu söyleyebiliriz.
Sezaryen Doğum Aşamaları Nelerdir?
Genel olarak sezaryen doğum aşamalarını kısa bir liste şeklinde özetleyebiliriz:
- Sezaryen için gün belirlenir ve anestezi doktorundan, belirlenen anestezi yöntemi için onay alınır
- Doğumdan 6-7 saat öncesinde anne adayının yeme içmeyi kesmesi gerekir
- Doğuma başlanmadan önce anne adayı son kez tuvalete gider
- Anne adayına damar yolu açılır
- Daha önce belirlenen anestezi yöntemi uygulanır
- Tansiyon ölçümü gibi bazı kontroller gerçekleştirilir
- Karın bölgesi ile alt kısmı özel solüsyonlar ile temizlenerek hijyenik bir hale getirilir
- Karın bölgesine kesi uygulanır ve bebeğin çıkarılması sağlanır
- Plasenta da çıkarıldıktan sonra kesi bölgesi dikiş ile kapatılır
- Dikiş bölgesinin üzerine bandaj yapılır ve operasyon tamamlanır
Sezaryenle Doğum Yapanlar Nelere Dikkat Etmeli?
Öncelikle sezaryen doğum sonrasında operasyonun üzerinden 6 – 8 saat geçtiğinde annenin yürümesi gerektiğini belirtelim. Böylece bağırsak hareketlerini hızlandırmak ve annenin gaz çıkarmasını sağlamak mümkün olabilir. Amaç ise kan pıhtısı oluşmasını önlemektir. Taburcu işlemlerinin de gerçekleştirilmesinin ardından annenin özellikle dikiş yerlerinin hijyenine dikkat etmesi gerekir. Dikişlerin açılmaması için vücudu zorlayan hareketlerden kaçınmak ve özellikle ilk günlerde yavaş hareket etmekte fayda olacaktır.
Annelerde dikişlerin iyileşme süresi aynı olmaz ancak genellikle 3 gün içerisinde dikiş bölgelerinde iyileşme büyük oranda tamamlanmış olur. Dikiş bölgesinde ödem olabilir ve bu da sertleşme ya da şişmeye yol açabilir. Ödemin kısa bir süre sonrasında kendiliğinden dağılmasıyla beraber bu sorunlar da ortadan kalkar. Ayrıca dikiş yerlerinde yanma, kaşıntı ve çok hafif ağrı olması ya da uyuşma, hissizlik olması da beklenen bir durumdur, endişe edilmesine gerek olmaz.
Sezaryenle doğumun yapılması, annenin bebeği ile ilgilenmesine, emzirmesine engel bir durum değildir. Bebeklerinin bakımı ile bizzat anneler rahatlıkla ilgilenebilir ve doğumun hemen ardından emzirme sürecine de başlanabilir. Emzirmek için bir süre beklenmesi gerekmez. Dikişlerin açılmasını önlemek ve vücudu zorlamamak için doğumun ardından birkaç gün kabızlığa neden olabilecek gıdaların tüketilmemesi önerilir.
Sezaryen Doğum Ne Kadar Sürer?
Çoğunlukla sezaryen doğum 20 dakika ile 45 dakika arasında bir sürede tamamlanıyor. Elbette bu süre, her şeyin yolunda gittiği doğumlar için geçerlidir. Beklenmedik durumlarla karşılaşılması halinde doğum süresi biraz daha uzayabilir.
Sezaryen Doğumun Avantajları Nelerdir?
Normal doğum yapmaktan korkan ve bu nedenle gebeliği sürekli erteleyenler için sezaryen doğum kurtarıcı bir seçenek olabiliyor. Aynı zamanda bu doğum yönteminin vajinal doğuma nazaran daha planlı gerçekleşen bir operasyon olduğunu da belirtmeliyiz. Doğum sırasında gelişebilecek komplikasyon riskleri çok daha azdır. Normal doğum sırasında yaşanan ağrıların ve sancıların bu doğumda yaşanmadığını da unutmamak gerekir.
Sezaryen Doğumun Dezavantajları Nelerdir?
Elbette sezaryen doğum yönteminin avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunuyor. Bunların ilki iyileşmenin daha uzun sürmesidir. Enfeksiyon riski normal doğuma nazaran bir miktar daha yüksek olur. Anestezi yönteminden kaynaklanan bazı riskler de dezavantajlar arasında bulunuyor. Bebek henüz doğuma tam hazır olmadan doğumun gerçekleşmesi ise bebekte stres yaratabiliyor. Bu nedenle bebeklerde sarılık, astım ve alerji meydana gelmesi şeklindeki riskler daha fazla olabilir. Fakat doğum yöntemi konusunda doktorunuzun uyarılarını ve önerilerini dikkate almanız da son derece önemlidir. Şayet sezaryenle doğumun yapılması zorunlu ise normal doğum konusunda ısrarcı olmak doğru bir hamle değildir.
Sezaryen Doğum Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Normal doğum yapan annelerle sezaryen doğum yapan annelerin iyileşme süreçleri birbirinden farklı olur. Sezaryende karın bölgesine kesi uygulanması, annenin hemen gündelik yaşantısına dönmesini önler. Kesi ve dikişler nedeniyle hafif ağrı yaşanması söz konusu olabilir. Bu nedenle annenin ağrı kesici ilaç kullanma ihtiyacı olabilir. Sezaryende anestezi uygulandığından mide bulantısı, kusma, baş ağrısı gibi şikayetler de olabilir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda annenin bir süre dinlenme ihtiyacı olacaktır. Ancak bu sürede bebeğini emzirmesi de mümkündür.
Dinlenme sürecinde sürekli yatılması ise önerilmiyor. Ara ara yürümeli ve hareket etmelisiniz. Sadece vücudu zorlayan hareketlerden, egzersizlerden bir süre uzak durulması gerekir. Operasyonu takiben ilk 2 gün gaz çıkarmakta sorun yaşanabilir. Yürümek ve hareket etmek bu konuda annelere yardımcı olur. İlk 3 gün enfeksiyon nedeniyle duş alınması da önerilmiyor. Sonrasında ayakta duş alınabilir. Lohusalık döneminde, operasyonu takiben 5 -6 hafta boyunca cinsel ilişkiye girilmesi de önerilmez. Sezaryenle doğum konusunda sorularınızı altta bulunan yorum bölümüne yazabilirsiniz.